Çamlıhemşinde bir
yol ayırımıyla karşılaşırsınız. Sola doğru hareket ederseniz yol sizi Ayder yaylasına ve oradan da aşağı ve yukarı Kavrun yaylalarına doğru götürür. Sağdan
gittiğiniz de ise Zilkale, bir yol ayırımıyla Pokut yaylası, Çat, Elevit gibi
başka köy ve yaylalara gitmek aynı milli park içinde mümkün. Önceki
yazılarımızın bir kısmında Ayder yaylası, Yukarı Kavrun yaylası ve Kaçkarlar ve
Pokut yaylasına seyahatlerimizden bahsetmiştik. Bu yazı ile birlikte öncelikle
Zilkale ve sonra da başka yazılarda Çat ve Elevit köylerini gezeceğiz.
Çamlıhemşin’i arkamıza alıp sağdan
devam ettiğimizde kimi yerde biraz daralan ve en fazla 2 şerit genişliğinde bir
beton yoldan ilerleyince sol tarafınızda kalan Çamlıhemşin konaklarını
görebilirsiniz. Dilerseniz bir köprüyle fırtına deresi üzerinden geçip (Şekil
115) konaklara doğru gidebilirsiniz. Buralarda hem biraz büyükçe hem de 3 katlı
yapı görmek oldukça zor olduğundan, bu yapılara konak demişler. Önceki bir
ziyaretimde yakından görmek istedim. Konaklara yaklaşıp bilgi almak istedik.
Köprüyü geçince tam karşımızdaki ev/konakta (?) oturan kişiye sorduk. Bizi öyle
bir tersledi ki geldiğimiz gibi geri döndük. Ondan sonraki gidişimde 400 mm’lik
lensle sadece uzaktan fotoğrafını çektim (Şekil 116).
Şekil 115. Fırtına deresi kenarından sağ yukarıda bulunan Çamlıhemşin konaklarına bakış. |
Şekil 116. Çamlıhemşin konakları. |
Zilkale’ye
yaklaştıkça yolun düzeltilerek arnavut kaldırıma dönüştüğünü görebilirsiniz.
Böyle “kral” yayla yolu yoktur (Şekil 117). Yayla yolu diyorum çünkü yolun çok
ilerisinde Çat ve Elevit yayla bölgesine ulaşılıyor (Tabi yol orada böyle
değil).
Şekil 117. Zilkale yolu. |
Ortalama 10 dakika
kadar sol tarafınızda yamacın olduğu ağaçların arasından geçtiğiniz yolda
uzaktan Zilkale’yi görmeye başlıyorsunuz. Aslında Karadeniz’de büyük bir kısmı
hazine avcıları tarafından harabeye döndürülmüş olan birçok kale ve kilise var.
Bu kale onlardan farklı olarak bu görüntüsüne bir restorasyon sürecinden sonra
kavuşmuş (Şekil 118). Özellikle Türkiye Gürcistan sınırı boyunca Gürcistan tarafında bundan çok daha güzel ve bakımlı birçok kale bulunuyor.
Zilkale’nin önündeki tabela’da şöyle bir bilgi veriliyor: Fırtına deresinden 100 m, denizden 750 m
yükseklikte konumlanmış (40º 55' N, 40º 57' E), 8 burç ve bir gözetleme
kulesinden oluşan, savunma hendeği durumundaki Zil deresine merdivenle inilen
bir kale olup, kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ahşap olan iç
konstrüksiyonlar çürüyüp yok olmuş olmalıdır. Zil Kale Varoş Kale, Pazar Kalesi
ilk bakışta aynı elden çıkmış ve aynı amaçla yapılmış izlenimi vermektedir.
Trabzon İmparatorluğu döneminde
ya bizzat Komnenoslar ya da imparatorluğa bağlı yerli Lordlar (Mesela Zil Kale
için Hemşin Lordu Arhakel) tarafından yapıldıklarını tahmin etmektedir.
Şekil 118. Uzaktan Zilkale’ye bakış. |
Kalenin alt ucu, tepelerin
üzerinde başka kalelere ve eski bir kilise kalıntıları bulunan Fırtına deresine
kadar uzanır diyerek gözlemlerini anlatırken yazık ki kale tarihi hakkında
bilgi vermemektedir. (Son cümleyi biraz devrik ve karışık bir ifadeye sahipmiş gibi algıladım nedense)
Benim daha önceki ziyaretlerimde girişi paralı olmayan Zilkale’ye okkalı
bir giriş turnikesi yapılmış... aradan kimsenin geçebilmesi mümkün değil (Şekil
119). Kaçkar dağları milli parkına gelen turistlerin, özellikle de yerli
turistin büyük çoğunluğu butik geziler kapsamında geldiklerinden üzerinde toz tanesi
olmayan ve ayakkabısında çamur olmayan tertemiz kıyafetli kişiler görüyorsunuz.
Senin bildiklerini bilmedikleri her halinden belli bir otobüs dolu turist
yanından akıp gidiyor.
Şekil 119. Zilkale girişi. |
Zilkale’nin dışında giriş bölümünün sağında ise küçük bir işletme
kurulmuş (Şekil 121). Ben daha önce geldiğimde ise burada buna ilave olarak
“közlenmiş patates” satan lazlar vardı. Kendisi söylemişti laz olduğunu,
nereden bilebilirdim ki? Gayri ihtiyari ve çekinerek “neden patates?” diye
sorduğumda özel bir sebebinin olmadığını, hatta patatesin orada yetişmediğini,
Erzurumdan geldiğini söylemişti. Karadenizi o kadar gezmişliğim olmasına karşın,
sormasam orada patates yetiştiğini ve hatta oraya özgün bir patates olduğunu
bile düşünmemem için ne engel vardı ki?
Şekil 120. Zilkale’nin giriş yolu... |
Şekil 121. Zilkale’nin yanındaki tesis. |
Şekil 122. Zilkale.
|
Zilkale’ye
yaklaşınca büyüklüğü biraz daha göze çarpıyor (Şekil 122). Kalenin giriş
kapısı ortalama 4 m yüksekliğinde (3.78 m) ve 1.75 m genişliğinde olup, giriş
bölgesindeki duvar kalınlığı 1.70 m. Bu kapıdan yüklü katırların ve kervanların
geçtiği düşünülüyormuş. Kalenin içinde depo, sahanlık, avlu, araç-gereç bölümü,
ibadethane ve koridorların olduğu bölümler var ve bunlar ahşap konstrüksiyonlar
hariç duvarları restore edilmiş durumda. Yine de yanında açıklayıcı bir tabela
olmasa ne amaçla kullanıldığını anlamayabilirsiniz (Şekil 123 ve 124).
Şekil 123. Girişteki bir depo. |
Kalenin muhteşem
bir vadi manzarasına sahip bir avlusu bulunuyor. Arkanızda ise 22 m
yüksekliğinde 4 katlı kule bulunuyor (Şekil 125). Burada şimdi olmayan bir
ahşap merdivenle çıkılan dört adet gözetleme kulesi ile kumandan için bir oda
bulunuyormuş. Avluya ise misafirler için birkaç masa konulmuş. Dilerseniz
burada oturup aşağıdan akan nehirin sesi eşliğinde vadiyi izleyebilirsiniz (Şekil
126).
Şekil 124. Araç-gereç bölümünün girişi...
|
Şekil 126. Zilkalenin avlusu (aşağıda) ve manzarası. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder