Marmara Bölgesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Marmara Bölgesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Şubat 2015 Salı

Bursa/Gölyazı



       Tarihi Roma dönemine dayanan ve Bursa İzmir karayolunda Uluabat gölü (Apollont gölü) içinde bulunan bir yarım ada olup, Apollon krallığının merkezi olarak geçiyor. Yol ayırımında hemen Gölyazı (Appolonia 5 km) ve Ağlayan çınar tabelalarını görüyorsunuz.

27 Ocak 2015 Salı

Bursa/Cumalıkızık köyü

Mezitlerden geçtikten sonra Bursa’nın tabiat güzellikleri kadar, aldığı göç de kanatimce dikkat çekici. Zira, bazı Türk boylarının, Osmanlıların, ve nispeten yakın geçmişte doğu Karadeniz bölgesinden göç eden Gürcülerin Uludağ’ın etekleri diyebileceğimiz Aksu, Alaçam, Cumalıkızık gibi köylerin bulundukları bölgelere gelip, buraları kendilerine yeni vatan olarak seçtiklerini duyuyoruz.

4 Temmuz 2014 Cuma

Bursa/Alaçam Köyü: Bulutların Üstünden Uludağ'ın Göllerine




     2014 yılı Haziran ayının üçüncü haftasında ağırlıklı olarak Rize Kaçkarlar ve Artvin’in yaylalarına planladığımız seyahatimizi aniden gelişen hava muhalefeti sebebiyle yarı yolda kesmek zorunda kalınca, onca zamandır özlemle beklediğim yere yine gidememiş oldum.

21 Nisan 2014 Pazartesi

Bursa/Alaçam Köyü


Alaçam Köyü: Bursadaki Artvin?
            Nisan 2014’de gerçekleşen Bursa Dişhekimleri Odası’nın toplantısına giderken, en az 20 yıldır gitmemiş olduğum Bursa’nın İnegöl ilçesi yakınlarında, eteklerinde yemyeşil ağaçların bulunduğu karlı dağ manzarası beni büyüledi. Bir de karlı tepelerinden salınarak sarkan sisli bulutlar yok muydu? Gel diyordu orası, gel. Tamam! dedim, söz. Dönüşte mutlaka bir köy yolu bulup o karlı dağlara doğru çıkmaya karar verdim. Toplantıdan dönerken Bursa Dişhekimleri Odasında görevli Dr. Serdar Alnıaçık, gitmek istediğim bölgeyi söylediğimde, bana İnegöl’e 30 km kadar uzaklıktaki Alaçam köyüne gitmemi tavsiye etti. Serdar bey, Dr. Alper Altay ve Dr. Tahsin Demir’le birlikte “tamam senin işini hemen halledeceğiz koçum” çabasıyla organize olup, bana harika bir yol bilgisi hazırladılar. Öyle ki, sonrasında gideceğim yeri elimle koymuş gibi buldum. Serdar Bey, gideceğim köy hakkında bilgi verirken Artvinden göçmüş olan bir kişiye beni yönlendireceğini söyledi. Kendisini tanıyordu. Sana rehberlik yapar, iyi insandır. Yukarılarda göller var seni oralara çıkarır dedi. Göller??? Hemen topukladım...
            Hazırlanıp hemen yola çıktım. Ankara yönüne doğru ilerlerken, Kestel Çimento (Eski Bursa Çimento) kavşağından saparak, dağ yönüne doğru ilerledim. Burası eski İnegöl yolu olarak geçiyordu. Çimento fabrikasına doğru yol aldım (sola saptım). 
 Biraz ileride yol boyunca sürecek bir bahar şenliği beni karşıladı. Yolda her tarafta kır çiçekleri açmıştı. Hatta gelincikler bile açmaya başlamıştı. Her taraftan kuş sesi geliyordu. Neredeyim ben yahu dedim? Arabamın camını sonuna kadar açıp dışarıdan sürekli gelen kuş sesleri eşliğinde, tertemiz havayı da soluyarak köy kavşağına doğru gittim. Yoldaki manzaralar öylesine güzeldi ki sık sık durup fotoğraf çektim. Sağ tarafımda eteklerinde kar olan dağlar ve altında yemyeşil olmuş ağaçlar. Kış ve bahar aynı kadranda. Bu manzara şöleni, baharın dağın eteklerinden nasıl başlayıp yukarı doğru çıktığını ne güzel anlatıyordu (Resim 1-4). 



Resim 1 ve 2. Alaçam köyü yol sapağına doğru ilerlerken yol boyu sağ taraftaki dağ manzarası.