Temmuz ayında Artvin’de gezerken, bir gece sivrisineklerden
kaçıp Artvin’in tepesinde bulunan Artvin Öğretmen evinde konakladık. Sabah erken
saatte kalkıp, Macahel’e, oradaki İhtiyarlar korosunu izlemeye gidecektik. Öğretmen evinin bahçesinde, arkada duran siyah motorsiklet sadece
benim değil, sanıyorum oradaki herkesin dikkatini çekiyordu. Sabah 8:00
civarındaydı. Sonradan Pervin Ozulu olduğunu öğrendiğim, siyah deri kıyafetleri
içinde motorsikletçi kızıl saçlı bir bayan, kısa bir süre sonra gelip motorla
hazırlanmaya başladı. Karadenizde bu tip insan manzaraları görmeye alışkın
olmadığımdan, kendisiyle -çok çekingen bir kişi olsam da- konuşmak istedim.
Öğrendik ki Karadeniz’i motorsikletiyle geziyormuş. “Wanderlust” dedikleri bu
olsa gerek dedim kendime. Bizim yaptığımız da neydi ki? Biraz da özenmedik
değil, çünkü bizim belki de gidemediğimiz bazı yerlere o motorsikletiyle
gidebiliyordu. Motoron dergisinde yazılarını okuduğunuz Pervin hanım, keyifli
bir yazısıyla blogumuzda bugün misafirimiz. Kendisine katkılarından dolayı içten
teşekkür ediyorum…
YAŞAMAK BUDUR
Pervin’in gezileri neden pek planlı olmuyor?
Motorum Yamaha Diversion XJ6 ile kısa bir 3 günlük
gezi planlamıştım. Çeşitli fikirlerim vardı, İğneada’ya gidip, kalıp gezmeyi
düşündüm. Ya da Gelibolu-Çanakkale üzerinden bir Marmara turu yapabilirim
dedim. Ayrıca Edirne’de yaprak çiğeri yemek de gezi listemde vardı. Çok
düşünmeden Çanakkale turuna karar verdim, komple Marmara Deniz etrafını gideyim
istedim. 2 gece konaklamalı mini bir gezi. İstanbul-Tekirdağ sahil yolundan
Kumbağ-Şarköy ‘e giderim. Haritadan yolları inceledim ve yolu uzatmak için
rotamı belirledim, Eceabat’ı da gezmek istedim. Marmara’nın etrafını dolanıp
dönerim. Rota tamamdı. Vapur seferlerini de inceledim, saatlerini ve
ücretlerini. Sürekli vasıta varmış, bu harika bir kolaylık. Güzergah üzerinde
uygun konaklama imkanlarını araştırdım. Kısacası epey bir hazırlık yaptım ve
yola hazırdım. Gün içersinde ne kadar yol alabileceğimi pek kestiremiyorum,
çünkü güzel manzaraları gördükçe tempo düşer bende. Sürekli durur, keyifini
yaşamak isterim. Geziyi çok fazla planlamamak gerek aslında, çünkü yaşamış
kadar oluyor insan ve çekiciliği azalıyor biraz. Yolculuk günü yaklaştığında
son anda pusula başka bir istikamet gösterdi ve bambaşka yerlerde buldum
kendimi. Serseri ruhlu bir gezgin olmuşum artık. Bütün planlanan rotayı kenara
koydum, çünkü pusula Eski Foça istikameti gösterdi. Çok komikti, Foça hiç ama
hiç aklımda yoktu. Oraya gitme fikri bir gün öncesinde netleşti beynimde, nasıl
bir mantık ise bu bilemiyorum. Hayat sürprizlerle dolu diyorum sadece.